Sizleri genellikle film ve dizilerden aldığımız, seveceğinizi düşündüğümüz 20 alıntıyla baş başa bırakıyoruz.
“Bir denklem Tanrının bir düşüncesini ifade etmiyorsa benim için bir anlamı yoktur.” S.Ramanujan
“Duygu denen şey, sadece kaybeden tarafta bulunan kimyasal bir kusurdur.” Sherlock
“İki şey sonsuzdur: İnsanoğlunun aptallığı ve evren. Fakat ikincisinden emin değilim.” Albert Einstein
“Ne yazık ki yükselmiş olmak, düşmeyi önleyemez.” Victor Hugo
“Ne kadar çok kişi benimle aynı fikirdeyse, o kadar çok yanıldığımı düşünürüm.” Oscar Wilde
“İnsan dünyada ancak dünyaya boş verdiği zaman mutlu olur.” Anatole France
“İnsan ne kadar büyük ruhlu olursa, aşkı o kadar derin bir şekilde duyar.” Leonardo da Vinci
”Mazeret ne kadar uzunsa, gerçekliği o kadar azdır.” Robert Half
“Sefil türümüzün öyle bir tabiatı vardır ki; aşınmış yollarda yürüyenler, daima yeni bir yol göstereni taşa tutarlar.” Voltaire
“Sıradan insanlar saatin parçaları gibidir. Kurulurlar, ondan sonra neden işlediklerini bilmeden işler dururlar.” Arthur Schopenhauer
S.Ramanujan’ın alıntısını Sonsuzluk Teorisi (The Man Who Knew Infinity) filmini izleyenler çok iyi bir şekilde hatırlayacaktır. Filmin izleyenler için yarattığı tanrısal bakış açısı gerçekten de izlemeye değer.

Sherlock’un “Duygu denen şey, sadece kaybeden tarafta bulunan kimyasal bir kusurdur.” alıntısı ise Sherlock dizisindeki I AM SHERLOCKED benzetmesini de akıllara getiriyor. Her ne kadar Sherlock bunu dese de sahnenin devamında Irene Adler’ı nasıl kurtardığını hepimiz hatırlıyoruzdur sanırım. Aslında oradaki duygunun, düşmanları tarafından zarar verilebilecek zayıf bir taraf olduğundan bahsediliyor.
Oscar Wilde’ın alıntısında ise aslında herkesin farklı olması gerektiği, ve doğrunun genelde çoğu kişinin ortak düşüncesinde kavuşmadığından bahsediyor. Voltaire’in de dediği gibi ne kadar farklı olursak o kadar çok dışlanıyoruz aslında, bir çoğumuz sadece eşleşip uygun gözükmek için onlardanmış gibi gözüküyoruz. Fakat gerçekten de mi olmak istediğimiz kişi miyiz? Kim bilir…